12 Nisan 2016 Salı

Bögü Kagan Sonrası Dönemde Orhun Uygur Devleti’nde Maniheizm

Tun Baga Tarkan döneminde Uygur Maniheizmi’nin durumuna dair elimizde pek fazla veri bulunmamakla birlikte, bu kağanın söz konusu dine ve saliklerine karşı olduğu bilinmektedir.

Tun Baga Tarkan ölünce yerine oğlu geçmiştir. Bu kağanın unvanı “Ay Tengride Kut Bolmış Külüg Bilge Kagan”dı. Görüleceği üzere bu kağanın unvanındaki “Ay Tengri”  ifadesi Uygur Devleti kurulduğundan beri kağan unvanı olarak ilk kez kullanılan bir tabirdir. Bu durum kanaatimizce Mani dininin tesiri olarak açıklanabilir 59

Maniheist Uygurlara ait önemli bir metin olan Huastvanift’te geçen bir dua fragmanında unvanlara yansıyan bu kutsiyet karşımıza çıkmaktadır ( Asmussen 1965:175):

“Nur ile zulmet nasıl birbirine karışmış,

Yeri göğü kim yaratmış öğrendik.

Yine Arkon (Karanlık) yer tanrı ne vasıta ile yok olacak,

Nur ile zulmet nasıl ayrılacak, ondan sonra ne olacak öğrendik.

Ezrua (Zurvan) tanrıya, Güneş ve Ay tanrıya, kudretli tanrıya,

Bunlara inandık (metin devam ediyor) …”

806 yılında Uygur tahtındaki “Ay Tengride Kut Bolmış Alp Külüg Bilge Kagan”, Mani rahiplerine Uygur başkentinde devamlı oturma izni vermiştir. Bu tarihte Uygur Devleti Çin’de yeni Mani mabetlerinin inşasını da sağlamıştır. Buradaki Maniheist tapınaklar, muhtemelen Uygur tüccarları tarafından borç veren kurumlar olarak da işlev görmekteydiler (Mackerras 1968:109).

Çin kaynağı Tzu-chih T’ung-chien’in verdiği bilgiye göre (UDTK 2004b:123):

“Bu senede Uygurlar Çin’e haraç gönderdiler. İlk defa Mo-ni (Mani rahibi) Uygur

elçileri ile beraber Çin’e geldi ve ibadethane kurdu. Bu dinin kaidesine göre sadece

akşamüzeri yemek yenir, etli ve yoğurtlu yemek yemezler.

Uygur kağanı bu dine  inanıyor ve bazı Mo-ni rahiplerine  devlet işleri  için

danışıyordu.”

Yine 807 senesi olayları içinde Hsin T’ang-shu’ya yansıyan bilgiler şöyledir (UDTK 2004b:123-124):

“807 yılının başlangıcında Uygurlar ikinci defa saraya vergi vermeğe geldiler. Birinci seferde bazı Maniheistlerle birlikte idiler. Bu dinin kanunlarına göre onlar sadece akşamları su ve sebze tüketirler, kımız içmektense kaçınırlardı. Kağan daima devlet işlerine onları iştirak ettiriyordu. Maniheistler her sene geliyordu. Batı Pazar yerinin tüccarları sık sık onlarla kanuna aykırı işler yaptılar.”

808 yılında kağan olarak “Ay Tengride Kut Bolmış Alp Bilge Kagan ”ı görmekteyiz ki bu ismin önemi Karabalgasun yazıtını kendi adına yazdırmış olmasıdır. Bu kağan zamanında da Mani rahipleri inanç elçileri olarak Çin’e gitmişlerdir.

813 senesinde aynı kağan, Çin imparatoru San-tien’e elçi göndererek kızını istetmişti. Ancak imparator, devlet hazinesinin düğün masraflarının altından kalkamayacağı bahanesiyle bu isteği geri çevirmiş, bu sırada Çin’e gelmiş olan 8 Mani rahibinden kağanı ikna etmeleri için aracı olmalarını talep etmiştir (İzgi 1986:24).

Aynı talepler ve cevapları içeren kayıtlar 820 senesine kadar kaynaklardan örneklenebilir. Ancak 821 yılına geldiğimizde adı geçen kağan ölmüştür. Yerine geçen kişi “Ay Tengride Kut Bolmış Bilge Kagan” zamanında ise Çin imparatoru kız kardeşini bu kağan ile evlendirecektir. Konumuz bakımından bizi ilgilendiren husus Çin sarayındaki merasimde Mani rahiplerinin de hazır bulunmuş olmasıdır.

“Ch’ang-ch’ing’in birinci senesinde (821) beşinci ayda 573 Uygur nazırlar, Tu-tu’lar (Tudun), prensesler, maniheistler ve diğerleri hep birlikte saraya geldiler… .”

ifadesi vardır.

821 yılında Uygur başkentine gelen Arap seyyahı Tamim İbn Bahr da seyahatnamesinde verdiği Uygurların dinine ilişkin bilgide “Halkı arasında Zındık dini (Maniheizm) geçerlidir, Başkentte zındıklar çoğunluktadır” demektedir (Minorsky 1948:283).

821 senesinden sonra Uygur devletinde siyasi yönden genel bir gerileme dönemi başlamıştır. Uygurlardaki bu bozulmanın nedenini Cahız gibi, Mani dinine ve onun Uygurların savaşçılık özelliklerini köreltmesine bağlayanlar olduğu gibi, meydana gelen sülale değişimine ya da Çin’in olumsuz etkisine yoranlar da vardır. 839 tarihinde yaşanan şiddetli kış neticesi telef olan pek çok hayvan ile çöken Uygur ekonomisi bu sebeplere eklenen en kuvvetli halka olmuştur. 840’a gelindiğinde ise, yüz bin kişilik bir Kırgız ordusunun başkent Karabalgasun’u kuşatarak, Orhun Uygur Devleti’nin son kağanı olan Wu-chieh’i öldürmeleri ile devlet yıkılmış, kalan Uygurlar çeşitli yönlere dağılarak yeni devletçikler kurmuşlardır.

Uygur devleti yıkılınca, Mani dininin Çinliler arasında yayılışı da durmuş, Çin’de Manicilik çökme noktasına gelmiştir. 843 senesinde imparator Wu-tsung, bir ferman çıkartarak bütün Mani mabetlerinin, köylerinin, evlerinin ve vakıf mülklerinin tespitini ve bunlara el konulmasını emretmiştir. Mani mabetlerinde bulunan resim ve kitaplar yırtılıp yakılmış ve rahipler başka şehirlere sürülmüştür. Söz konusu tarihte Çin başkenti Ch’ang-an’da 72 Mani mabedinin kaldırılması T’ang yönetiminin bu işe ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. (Tsai-When-shen 1967:88).

KAYNAK: Türk Tarihinde Maniheizm (VIII-XIII yüzyıllar). Selim KARAKAŞ. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı. doktora tezi. Ankara 2010. s. 80-83

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder